Ölüm, Adın Kalleş Olsun!
- rizakati
- 7 May 2023
- 2 dakikada okunur
Edebiyat Sohbetleri:
Enver Gökçe (Celil Denktaş)
Tanzer Güller anlatıyor:
İnsan nasıl yaşarsa öyle düşünür (Karl Marks)

“Ben bizden olan bütün insanların dostu;
Adı, haritalarda bile bulunmayan
Bir köyündenim Anadolu’nun.
Güzel şeylere hasrettir memleketim,
Güzel şeylere hasret bu dünya.”
“Memleketimin şarkıları” adlı bir şiirimden aldığım kıtayla size merhaba diyorum.

Ben, berceste mısra yazarı, komünist şair, Enver Gökçe. Berceste mısra; yani divan edebiyatında kolayca esinlenilen, söyleşi güzelliği olan estetik anlam içeren mısra. Beni pek tanıdığınızı sanmıyorum. Öyle ki bu şiir sitesinde, “Dağarcık”ta bile Ahmet Erhan’dan Gültekin Samancıoğlu’na kadar şiir yayınlandığı halde benim bir tek şiirim yayınlanmadı. Oysa o ünlü “Hasretinden prangalar eskittim” , şiirinin sahibi Ahmet Arif benim için “ustamdır” der. Şiirlerim Zülfü Livaneli, Timur Selçuk tarafından bestelenmiştir. Ama haksızlık etmeyelim beni Ahmet Kaya’nın şarkılarından da tanırsınız. Çok dinlenmişiniz ama belki şairin ben olduğumu merak etmemişsinizdir. Bilenlerden özür dilerim. Şiirim toplumcudur. Ben sınıf edebiyatı yaparım. Hani Karl Marks’ın söylediği bir söz var ya: İnsan nasıl yaşarsa öyle düşünür. Yani Türk halkının hayatının her döneminde aktif olan bu halkın sanatını yapmaya çalışırım. Halk şiirinden, Türk folklorundan yararlanırım; “Folklor Araştırmaları” adlı bir kitabım da var. Nazım Hikmet’ten sonra toplumsal şiiri en iyi benim yazdığımı söylerler. Ömer Hayyam’dan çevirilerim var. Yukarda da belirttiğim gibi beni tanımazsınız ama Pablo Neruda’yı hepiniz tanırsınız. Peki, onuTürkçeye ilk

benim çevirdiğimi bilir misiniz? Pablo Neruda’yı Türkçeye ilk ben çevirdim. Ömrüm hapishanelerde, sürgünlerde, işkencelerde geçti. Dava arkadaşlarımı yakından tanırsınız.
Mihri Belli, Sevim Belli, Zeki Baştımar, Arif Damar, Ahmet Arif. 1950-60 arası o ünlü siyasi tevkiflerde komünist avında, 51 tevkifâtında Sansaryan tabutluklarında, onları oraya tıkan “burada Allah yoktur” diyenler tarafından yapılan işkencelere dayanabilecek bir kul ben bilemiyorum. Olduğunu söylüyorlar ama arkadaşlarım beni o işkenceler sırasında muhbir olarak suçladılar. “Dostların fiskesi yaraladı beni” diyor ya Pir Sultan Abdal; arkadaşlarımın fiskesi da beni yaraladı. Oradan aldığım ruhsal ve fiziki darbeler ömrümün sonuna kadar beni yedi bitirdi ve hayatımı Ankara’da huzur evinde noktaladım. Beni yakından tanımak istiyorsanız Yaba yayınları tarafından 2011 yılında yayınlanan Celil Denktaş imzalı “Berceste mısraı yazarı komünist şair Enver Gökçe” kitabını alıp okuyabilirsiniz.
Size bir şiirimle veda edeceğim. Bu şiiri de belki pek bilmezsiniz, ama özellikle şiirle uğraşanlar, devrimciler bu şiirin son mısraını ezbere bilirler. O benim, Saffet Korkut adında Dil Tarih fakültesinde öğretim üyesi olan çok sevdiğim devrimci bir arkadaşımın ölümünden sonra yazdığım şiirdir. Son paragrafını okuyacağım size:

Gâvur Müslüman demezdi
Kendisi için bir şey istemezdi
Yatak ölümü beklemezdi
Gitti vadesiz, gencecikken
Yiğitken, güzelken, incecikken.
…
Ölüm, adın kalleş olsun!
Comments