top of page

”Mavi Çorap” ve ÇERNİŞEVSKİ

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 25 Ara 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 Oca 2023

Edebiyat Sohbetleri:

Nasıl Yapmalı (Nikolay Çernişevski)

Tanzer Güller anlatıyor:



“Tam bağımsızlık olmadan, tam mutluluk olmaz."

Merhaba arkadaşlar!

Dün akşam beş çayında, güneşin batışına hazırlanmak ve Marcel Proust’un deyimiyle bu manzaraya ibadet etmek için, Bodrum Akçaalan Halk kütüphanesinden aldığım Halikarnas balıkçısının Azra Erhat’a yazdığı mektuplardan müteşekkil kitabı okudum. Bu arada, kitap tamamen mektup tarzında yazılmış fakat içinde olağanüstü hazineler biriktiren, müthiş tat veren, insana mutluluk veren, tam da böyle beş çayında okunacak bir kitap olduğunu size hatırlatayım. Zaten Halikarnas balıkçısı olağanüstü kalemi ve Bodrum yazılarıyla çok ünlü ve benim de favori yazarlarımdan birisi.

Çayımı söyledim kitabı okuyorum. Bir arkadaş “Rahatsız etmiyorum ya” dedi; kıramazdım, kıramayacağım bir arkadaştı. “Tabii” dedim “Buyur! Otur!” “Kitap okuyorsun” dedi “Ama ben kitap alamıyorum; kitaplar çok pahalı.” Hayat pahalılığından dem vurdu. Ona: “Kitaplar pahalı ama işte kütüphaneler var, kütüphanelerde binlerce kitap var. Dolayısıyla kütüphanelerden yararlanabilirsin” dedim. Başladı hayat pahalılığı hakkında bir ekonomik brifing vermeye. Baktım sözü fazla uzatacak “Ya sevgili üstadım! Bu konuda, ekonomi konusunda sen de mavi çorapsın ben de mavi çorabım. Dolayısıyla bu konuda ahkâm kesmek bize düşmez. Gel seninle bu kitaptan konuşalım.” Dedim. “Ne o?” dedi “Bu kitapta mı yazıyor mavi çorap? Mavi çorap da nedir?” “Mavi çorap… he he, mavi çorap çok güzel bir aforizma. Ben de bunu nerden öğrendim? İstersen o kitabı konuşalım” dedim. Ve o kitabı ona anlatmaya başladım.

Kitabımız ünlü Rus yazar Çernişevski’nin “Nasıl Yapmalı” adlı kitabı. Bu aforizma da o kitapta geçen müthiş bir söz. Yıllarca önce okumuştum bu kitabı; fakat ben de etki bırakan on kitap hangisi deseniz bir kitabın da bu olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. Hakikaten çok çarpıcı bir kitap. Mavi çorap, herhangi bir konuda zerre kadar bilgisi olmayıp bir papağan gibi konuşan insana mavi çorap deniyor. Biraz alındı arkadaşım. “Hocam, dedim ben söylemedim valla. Çernişevski söylüyor.” Ve o kitaptan ona bahsetmeye çalıştım. Çünkü bu kitap aynı zamanda Lenin’e de yol göstermiş; Lenin de bu kitaptan

esinlenerek “Ne Yapmalı?” diye bir kitap yazmış. Hakikaten kitap sosyalizmin veya komünizmin - ne derseniz- ABC’si gibi bir anlatıyla sizin karşınıza çıkıyor. Kitabın konusu tamamen - her ne kadar içinde bir aşk varsa da - aslında devrimi hazırlayan ve tamamen devrimci bir söylem. Özellikle kadın özgürlüğünü son derece üste, yukarı çıkartarak özgürlük hakkında neredeyse feminist bir söylem sunuyor. Aynı zamanda da o 1850 li yılların Rus toplumunu da son derce çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Aristokrasiyi, halkı, sefaleti, bir yerde aristokrasiyi, bir yanda lüksü, bir yanda sefaleti anlatıyor. Hatta şöyle bir lafı da var. Aklımda kaldığı kadarıyla “Tam bağımsızlık olmadan, tam mutluluk olmaz. Diyor. Yani sanki burada aynı bu İsrail’de de örneklerini gördüğümüz bir komün hayatını özetliyor. Ve nasıl yapmalı nasıl? Sanki Nitszche’nin üstün insanını tarif eder gibi bir söylem de bulunuyor. Yani kitapta aşk var, devrim var, fedakârlık var, sefalet var, lüks var. Bu kitap sizi düşüncelere sevk edecek. Başta bahsettiğim, Halikarnas balıkçısının Azra Erhat’a yazdığı mektuplardan müteşekkil kitapta çok güzel bir kitap tarifi yapıyor Halikarnas Balıkçısı. Şöyle diyor: “Kitap yukarıdaki bir daldır. İnsan onu tutarak kendini yukarı çeker. Sonra ona basarak daha yükseğe bakar. Kitabı yazan tırmanmakta insana yardım olsun diye bir kol salmış gibidir. Tut elimden! Seni başımın üzerine çıkarayım” diyor. Bence muhteşem bir tesbit! Aynı John Ruskin’in o altın madenini tarif ettiği gibi; bu kitap da bir altın madenidir; onu yeryüzüne siz çıkartacaksınız. Ve ondan alınacak faydayı sağlayacaksınız. Halikarnas Balıkçısının tarifini bir kez daha okuyalım. Çok hoşuma gitti tarif: “Kitap yukarıdaki bir daldır. İnsan onu tutarak kendini yukarı çeker. Sonra ona basarak daha yükseğe bakar. Kitabı yazan tırmanmakta insana yardım olsun diye bir kol salmış gibidir “ Tut elimden! Seni başımın üzerine çıkarayım” diyor. İşte bu kitap finalde, Çernişevski’nin söylemi sizi sorgulatıyor. Vera Pavlovna ve iki doktor – isimleri aklımda kalmadı şimdi. Yıllar önce okudum. Tamamen irticalen konuşuyorum.-

Vera Pavlovna kadın olarak çok net olarak ismi aklımda kalmış, iki tane de tıp doktoru var. Onların bu devrimi nasıl gerçekleştireceğini ne yapmalar gerektiğini, bir ülkenin kalkınması için ne yapmaları gerektiğini çok güzel özetliyor. Yani Halikarnas Balıkçısının dediği gibi elinizden tutuyor; şöyle diyor bakın: “Bu kitapta olan kahramanlar, gerçek hayatta yer alamayacak kadar, üstün vasıflı yaratıklar olarak size görünebilir diyor. Benim kötü ruhlu fesat okuyucularım! Hayır, asla onlar o kadar üstün vasıflı insanlar değil, siz kötüsünüz, siz diptesiniz” diyor. “Siz diptesiniz” diyor. Tekrar etmekte fayda var. Çok hoşuma gitti çünkü. Yani aynaya bakın. Kendinizi sorgulayın! Bu kitaptaki kahramanlar benim anlattığım kahramanlar sizin hayalinizde tasavvur ettiğiniz kadar iyi, ulaşılamayacak kadar kahramanlar değil, benim kötü ruhlu fesat düşünceli okuyucum. Siz diptesiniz. İşte Halikarnas Balıkçısının dediği gibi sizi elinizden tutuyor, bu kitabı okuyarak, ağacın dallarına tırmanarak sizi yukarı hedefe doğru sürüklüyor. Bence tam bir başyapıt. İyi okumalar diliyorum.

 
 
 

Comments


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page