top of page

Köleliğe Veda, Dostluğa Merhaba

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 12 Mar 2023
  • 3 dakikada okunur

Edebiyat Sohbetleri:

Psikopolitika (Byung-Chul Han)

Tanzer Güller anlatıyor:

Neo-liberal rejim, tükenme çağını başlatmıştır; şimdi sömürülecek olan ruhtur.




Merhaba!

Öncelikle sohbetimize bir soru ile başlayalım. Özgür müsünüz? Hepimiz bu soruya ”özgürüz” diye cevap vereceğiz. Ancak maalesef hiçbirimiz özgür değiliz. Köleyiz. Evet köleyiz. Bunu ben demedim geçtiğimiz gün bir gazetede yazar makalesine, Byung Chul Han’ın yazmış olduğu “Psikopolitika: Neoliberalizm ve yeni İktidar teknikleri” adlı kitaptan aldığı bir alıntıyla başlıyordu. Kitap Metis yayınları tarafından yayınlanmış; Haluk Barşcan bu zor ve teknik metni gayet başarılı bir şekilde çevirmiş. Neydi o alıntı? “Neo-liberal rejim, tükenme çağını başlatmıştır; şimdi sömürülecek olan ruhtur. Bu yüzdendir ki bu yeni çağa depresyon ya da tükeniş gibi ruhsal rahatsızlıklar eşlik ediyor.” Önce bu Neoliberalizmi bir hatırlayalım: Neoliberalizm ekonomik bir siyasal ideoloji; her şeyde olduğu gibi tanrısı para para para; tüketim, tüketim, tüketim. Yani sermayeye kölelik. Yeni iktidar teknikleri ise ismi üzerinde iktidarın, gücü elinde tutmak için, biraz sonra bahsedeceğimiz “Dataizm”e sarılması, bizleri avucunun içine alması ve iktidarda kalmak için gereğini yapması. Zaten yazarımızın ”İktidar” adlı bir kitabı da var. O kitapta bu tekniklerden de bahsediliyor ama biz bu kitap üzerinde duracağız. Kitabın o bölümünü okuyunca zaten anlayacaksınız.

Kitap hepimizin farkında olduğu digital kölelik yani gönüllü kölelikten bahsediyor. Şimdi siz:“Hepimiz bu digital ortamın, bilgisayarın esiriyiz. Bunu bilmeyen mi var? Mısırdaki sağır sultan bile duydu. Sen neden bahsediyorsun Allah aşkına?” Diyeceksiniz ama kazın ayağı öyle değil. Kitap 90 sayfa. Bu kısacık kitapta yazar yüzden fazla yazarın kitabından faydalanarak müthiş bir aforizma olarak kitabı meydana getirmiş. Okuyunca her cümlenin altını çizmek isteyeceksiniz ama vazgeçeceksiniz. Ben sizi yormayayım. Bu kitabı niçin okumanız gerektiğini bu aforizmalardan da anlayacaksınız zaten. Bakın bir aforizma ne diyor: “Diktafonun vaat ettiği tek bilgi mutlak cehaletle çalışır: Yani bilgisayarın verdiği bilgi mutlak cehaletle çalışır.” Bir başka benim aforizma (benim, özlü söz dediğim bir cümle): “Veri bilgisi ruhun sıfır noktasındaki mutlak cahilliktir.” Daha bunun gibi nerdeyse yüzlerce aforizma var. Kitap kavramsal bir sanatçı olan Jenny Holzer’in (bu arada kavramsal sanat, düşünce üzerine geliştirilmiş yani insanı düşünceye sevk eden bir sanat) şu sözüyle başlıyor: “İstediğim şeyden beni koruyun.” Daha fazla özgürlük, daha fazla şeffaflık istiyoruz ama bütün verilerimizi gönüllü olarak internete koyuyoruz. Gönüllü olarak köleliğe davetiye çıkartıyoruz. Bu yeni inancın adı Dataizm: Digital totalitarizm nihilizm, bireycilik ne derseniz deyin. Mührü bildiğiniz gibi “like”; simgesi “digital amin”.

Bu ilk defa ruhu çürütüyor, sizi olumsuzluklarla besliyor. Bakın yazar bu olumsuzlukları nasıl örnekliyor. Bu akıl tutulmasını nasıl yaşıyoruz yazar onu söylüyor. Dezenformasyon fırtınaları internette olumsuzlukları hakaretleri, yorumları yayınlıyor; bizi depresyona sokuyor. Şu anda moda, bildiğiniz gibi deprem; belki İstanbul depremi geliyor diye diye bizleri korkutuyor. Depresyona sokuyor. Maalesef bizde sorgulama eğitimi de olmadığı için, eğitimli eğitimsiz hepimiz bu tufaya geliyoruz. İnanıyoruz. Ve hayatımızı çekilmez bir hale sokuyoruz. Depresyon. Öyle ki yazar kitapta her ne kadar kurgu olduğunu belirtse de bize bu işlerin nasıl

yürütüldüğünü de açıklıyor. Kurgu diyor ama gerçeğini söylemeye herhalde dili varmıyor. Elektroşok tedavilerde, laboratuvarlarda denemeler yapılıyor, insanların düşünce sistemi köleleştiriliyor bu da CIA tarafından destekleniyor. CIA bu çalışmaları destekliyor. O zaman bu Dataizm'den “big data”dan nasıl kurtulacağız? Yazar bunu da açıklıyor hepimizin bildiği gibi aslında özgürlük bilgisayarda sörf yapmak değil, bilgisayar oyunlarına takılmak değil arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirmek, sosyal olmak, ailemize daha çok vakit ayırmak. Onlarla görüşmek, eğlenmek, olduğunu belirtiyor. Yani dostluk, arkadaşlık ve tabii ki biraz da pozitif düşünce gerekiyor O zaman bizim yapmamız gereken de daha çok ailelerimizle görüşmek, arkadaşlarımızla dostlarla bir arada olmak ve bu dataizmin etkisinden kurtulmak. Hiç olmazsa bilgisayarda daha az vakit geçirmek. İşte bu sohbetimize Mozart’ın “Sonata no.11 Andante Grazioso’su eşlik etti Neden bu müzik eşlik etti? Çünkü bu bağımlılıktan kölelikten kurtulmak için zekâyı motive edici, uyandırıcı müziğe ihtiyacımız var. Klasik müzik, Mozart buna iyi gelir dedim. Ve sohbetimize bu müzikle devam ettim Allah hepimiz bu sosyal bağımlılıktan dataizm’in köleliğinden kurtarsın Amin, amin, amin.


 
 
 

Comments


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page