Kadıoğulları ve Katı'lar

Aile şeceremizi 1700'lere kadar biliyoruz. Merhum Ahmet Kadıoğlu sayesinde.

Soyumuzun kökenini 1700’lü yıllara kadar biliyoruz. İBRAHİM HAKKI KONYALI muhteşem eseri "Aksaray Tarihi"nde, ceddimiz Abd-ülKerim Kadı’nın Evladı Resul (Seyyid) olduğu için yeşil amame (sarık) sardığını söyler. Kaynak belirtmese de ünlü tarihçinin mutlaka doğruluğunu araştırdığı bir bilgi olduğunu tahmin ediyorum.

Aynı tarihçi'nin, 25 Receb 1152 (M. 28.10.1739) tarihli bir hüccetin altında mührünü gördüğü Aksaray Kadı Naibi Hacı Mehmed, ceddimiz Abd-ül Kerimin şeceremizde kayıtlı oğlu Ali'nin oğlu Mehmed olmalı. Çünkü yaşadığı döneme denk geliyor.

Mehmed'in oğlu Osman’ın iki oğlundan Abdullah (diğeri Mehmet) Aksaray’da kadı iken, Kavalalı İbrahim Paşa Aksaray’ı işgal etmişti; Abdullah’ın kadılık görevinde kalması için 1832 tarihinde Mısır Seraskerlik Divanının verdiği berat aşağıdadır, ilk kez belgeli tarihimiz bu beratla başlar.

Abdullah'tan önce de sülalemizin unvanının Kadızadeler olması, Abdülkerim gibi torunu Mehmed'in de kadı olması ihtimalini güçlendiriyor. Hatta ceddimizde başka kadılar da olabilir; örneğin Konyalı’nın söz ettiği Seyyid Eyyüb (H.1038/M.1628) ve Seyyid Hasan (H.960/M.1509) isimli kadılar da (dedemiz Abdülkerim gibi Seyyid oldukları için) ceddimiz olabilir.

Ailemizin büyüklerinden Ahmet Kadıoğlu’nun himmetiyle hazırlanan aile şeceremizde soyumuzun atası Kadı Abdülkerim’in oğlu Ali’nin iki oğlundan Abdülkerim sadece isim olarak bilinmektedir. Soyumuzu devam ettiren öbür oğlu Mehmed’in de iki oğlundan Mustafa’yı ve onun oğulları Ali, Ahmed ve Hasan’ı sadece ismen biliyoruz.

(Resimler İbrahim Hakkı Konyalı'nın eserinden alınmıştır)

Soyumuzu devam ettiren diğer oğlu Osman’ın iki oğlu varmış: A. Mehmed; B. Abdullah (Kadı);

MEHMED’in tek oğlu olan MUSTAFA’nın iki oğlu var: Mehmet ve Mustafa;

Mehmed’in iki oğlu var: I. Kani; II. Rıza (dedem).

I. Kani’nin sadece ismi var.

II. Rıza’nın üç çocuğu var: 1. Mehmet Rasim (amcam); 2. Mustafa Avni (babam); 3. Zekiye (halam).

1. Mehmet Rasim’in 7 çocuğu: Mete, Ayfer, Ayten, Ayla, Ayşe, Eyüp ve Selda (Zekiye).

2. Mustafa Avni’nin 7 çocuğu: Rıza (ben), Ahmet, Melahat, Mehmet, Mahmut, Nebahat ve Şaban.

3. Zekiye’nin iki çocuğu: Zekai ve Nurigar.

Mustafa'nın iki oğlundan Abülkerim'i sadece isim olarak biliyoruz.

Öbür oğlu Ali Rıza'nın (Altıaylık) üç kızı var: Fadime, Ayşe ve Necla

B. ABDULLAH’ın (Kadı) 5 oğlu var: I. Hasan, II. Abdülkerim, III. Osman, IV.Ali? (ve oğlu Ali?); V. Mehmed ?

I. Hasan’ın üç oğlu var: 1. İbrahim Hilmi, 2. Hacı Mehmet; 3. Abdullah.

1. İbrahim Hilmi’nin (Müftü) 6 oğlu: Ahmed (milletvekili), Hadi, İbrahim, Raci, Rüşdi(?), Abdükadir(?).

2. Hacı Mehmed’in 1 oğlu Şükrü (müftü) ve kızları Avniye, Aliye ve Ayşe (babaannem)

Şükrü'nün 4 oğlu: Sait, Mahmud, Mustafa, Abdürrahim (Rahmi) ve bir kızı (ismi?)

3. Abdullah’ın 2 oğlu: a. İzzet; b. Kazım.

a. İzzetin üç oğlu; Ziya, Hulusi, Necdet (ve kızları Ayşe, Afife ve Naime)

Hulusi'nin iki oğlu İzzet, Mustafa ve kızı Nermin

Necdet'in iki oğlu: Metin, Ersin ve kızı Ferda

b. Kazım’ın sadece ismi var.

II. Abdülkerim’in 2 oğlu var: 1. Ahmed (Berber); 2. Mehmed

1. Ahmed’in oğlu Feramuz, kızları Fadime ve Kamile.

2. Mehmed’in Birinci eşinden Ali (Kirtiş) ve Hayriye

İkinci eşinden Tahir, Memduh, Hacer ve Zehra.

III. Osman’ın bir oğlu: Şakir.

1. Şakir’in bir oğlu Efraim

Efraim’in bir oğlu: Şakir

IV. Ali (ve oğlu Ali) ile

V. Mehmed’in sadece isimlerini biliyoruz.

HEPSİNİN KABRİ IŞIKLA DOLSUN, MEKANLARI CENNET OLSUN.

2 Ocak 1935 tarihinde yürürlüğe giren Soyadı Kanunuyla, ceddimizin o dönemde yaşayan bireylerine KATI soyadı verilmiş. Daha sonra Hasan’ın oğullarından Hacı Mehmed ve İbrahim Hilmi’nin çocukları Medeni Kanunun 27. Maddesinin verdiği hakkı kullanarak mahkeme kanalıyla soyadlarını KADIOĞLU olarak değiştirmişler.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Aksaray’ın en önemli simalarından birisi olan aile büyüğümüz Müftü İbrahim Hilmi Efendi için zamanın gazeteleri “ilim ve irfanıyla, ilerleme ve yenilik sever oluşuyla bir misli daha bulunmayan faziletli müftümüz” demekte ve hizmetlerinden söz etmektedir.

Müftünün oğullarından Ahmet Nuri Kadıoğlu da babası gibi güzide bir Aksaray sevdalısı olarak belediye başkanlığı yapmış, Büyük Millet Meclisinde şehrimizi temsil etmiştir.

Bu ikisi tarihe geçmiş büyüklerimizdir. Ben ailemizle ilgili tarihe geçmeyen bildiklerimi anlatacağım burada Allah'ın izniyle.

Bir anekdot:

Babamız marangozdu, dülger dedikleri cinsten, seyyar marangozdu. Dükkanı yoktu. Ahmet Kadıoğlu başkan iken babam, belediyede bir marangozluk kadrosu açıldığını ve eleman alınacağını duyunca 'bu iş tam bana göre' diye düşünmüş; 'benden iyisini mi bulacaklar?'.(Gerçekten babam işini iyi yapardı ve beğendirirdi.) Varmış başkanın yanına: "Emmioğlu", demiş. (Çocukluktan arkadaşlardı ve birbirlerine emmi oğlu diye hitap ederlerdi.) "Marangozluk işine talibim. Her türlü denenmeye, sınanmaya hazırım." Başkan "Mustafa", demiş, "seni severim bilirsin; ben de senin bu işe layık olduğunu bilirim. Ama, 'Ahmet Kadığlu belediyeye akrabasını soktu' dedirtmem. Kusura kalma!"

Şimdilerde eş, dost akraba kayıranların kulakları çınlasın.

Tüm "AKSARAY VE BİZ" yazılarını görmek için tıklayın.