Hasandağı

Hasan dağı Hasan dağı-Sıkıyor zincir bileği- Eğil eğil, eğil bir bak - Jandarmada din iman yok

Hasan dağı Hasan dağı

Eğil eğil, eğil bir bak

Sıkıyor zincir bileği

jandarmada din iman yok

Gidiyor kalktı göçümüz

Gülmez, ağlamaz içimiz

İnsan olmaktı suçumuz

Hasan Dağı, insan olmak

Koçhisar üstünden Bor'a

Gülek bir karanlık dere

Sıradağlar sıra sıra

Çukurova ana toprak

1951 tevkifatında, Ruhi Su ve diğer mahkumlar, otobüsle İstanbul’dan Adana’ya götürülürken bileklerinden ikişer ikişer zincire vurulmuşlardır. Tuvalete bile birlikte gitmek zorundadırlar. Jandarma çok sıkmıştır zinciri. Türkü bu yolculuğun ağıtıdır.

Erciyes Dağı'ndan sonra İç Anadolu Bölgesi'nin en yüksek dağının, Büyük Hasan Dağı ve Küçük Hasan Dağı olmak üzere iki büyük krateri vardır. Melendiz dağının büyük kısmı, bu iki kraterden çıkan lavlardan meydana gelmiştir. Özellikle ana volkan

konisini oluşturan Büyük Hasan Dağı (3268 m), çatık kaşlı yağız bir Anadolu yiğidi gibi karizmatik bir görünüme sahiptir. Dağ, kuzeybatısındaki Aksaray Ovası, batısındaki Obruk Platosu ve güneyindeki Bor Ovası düzlüklerinden aniden yükselerek kasvetli bir doğal abide görüntüsü sunmaktadır. Aksaray’ın en estetik coğrafi yapısıdır. Aksaray'a batı yakasından girerken Tuz Gölü manzarası biter ve Hasan Dağı manzarası başlar. Sanki

manzara taksimi yapılmış gibi konumlanmışlardır. Şerefli Koçhisar’ı geçince görünmeye başlar yumru tepelerden. Adana’dan-Ankara’ya giderken sağda kalır. Yol dağa saygı duyar da üstünden aşmaz; 40 km boyunca dağ yanınızdadır. Aksaray'a geldikten sonra da bir o kadar mesafe dağın diğer yüzünü görürsünüz.

Ülkemizde elektriğin henüz yaygınlaşmadığı zamanlar ışık kirliliği olmadığı için en üst konisinin gece kızıl ışık saçtığını söylenir. Belki de ufak da olsa içten gelen gaz çıkışıydı. Hatta köy halkı kızıllığı görünce "Hasan Baba yine ateşini yaktı" dermiş.

Dağın zirvesinde yaşayan ve orada ibadetini yıllar boyunca tek başına sürdürdüğüne inanılan Hasan Dede isimli bir dervişten ismini aldığı da söylenir. Birkaç söylenişi olan şöyle bir de hikâyesi vardır.

Hasan Dede, Hasan Dağı'nda tek başına yaşayan bir ermiştir. Ali Baba ise Aksaray’da bir hamamda külhancılık yapmaktadır. Bir gün Ali baba, Hasan Dağı’na Hasan Dede’yi ziyarete gider. Giderken bir avuç “kor”u bir mendile koyar, hediye götürür. Kor

küllenmeden yanmayı sürdürür; mendile de hiçbir şey olmaz. Bir başka gün de Hasan Dede, Ali Baba’yı ziyarete gelir. O da gelirken mendilinde bir avuç kar getirir. Külhanda oturup sohbete dalarlar. Duvara asılı mendildeki kar öylece durmaktadır. Bir ara Hasan Dede’nin gözü hamamdan çıkan kadınlara takılır. Mendildeki kar eriyip damlamaya başlar. Ali Baba, Hasan Dede’ye; “Dağ başında ermişlik hüner değildir. Zor olan burada ak topuklu hanımlar karşısında da ermiş kalmaktır” der. Hasan Dede’nin, Danişmendli beyliği'nin komutanlarından Emir Turhasan olduğu rivayet edilir. Haçlılara karşı büyük mücadeleler vermiş, şehit olunca da Hasan Dağı doruklarına defnedilmiştir. Dağın adı bu yüzden Hasan Dağı olmuştur.

Tüm "AKSARAY VE BİZ" yazılarını görmek için tıklayın.