Dağarcık - Nisan 2023
- rizakati
- 16 Nis 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Nis

Biz, insanı ve dünyasını anlamak ve insanlığın çeşitli soru ve sorunlarına çare olmak istiyorsak eğer, işe öncelikle insanın hakikatini bilmek ve beynin çalışma sistemini kavramakla başlamak zorundayız!
Bu yazımda beynin çalışma sistemi ile ilgili şu çok önemli bir incelikten bahsetmek istiyorum: Fiil, beyinsel bir işlevin algıdaki temsilidir.
Diyelim ki bir kahve fincanını kulpundan iki parmakla tutuyoruz. Yani, bir dalgınlık veya dikkatsizlik halinde dengemiz çabuk bozulup kahveyi dökebiliriz. Biz fincanı bu şekilde dikkatsizce tutmaya devam ettiğimiz sürece, tutmamızı sağlayan beyinsel işlevler beynin diğer alanlarına da kayıp, o alanlara da dikkatsizliğin yayılmasına sebep olacaktır. Başka bir ifadeyle, fincan tutmak gibi basit bir fiil, şayet doğru bir şekilde yerine getirilmezse, işlevdeki bu yetersizlik, beynin diğer alanlarına da kayıp yayılacak ve beyinde genel bir kavrama sorununa sebep olacaktır.
Aksine fincanı sağlam tuttuğumuzda ise, beynin bu işlevi diğer alanlarına da kayıp yayılarak, o alanları da sağlam kavrama konusunda bilgilendirip motive edecektir.
Beyin bütünseldir. Bundan dolayı beynimizdeki herhangi bir işlemin sonuçları mutlaka diğer alanları da etkileyecektir.
Konuyla ilgili bir örnek daha vereyim:
Görüştüğümüz insanlar her ne kadar bizim dışımızda var olan, bizden ayrı bireyler olsalar da, gerçekte her birini var kılan nöral bağların beynimizde bir iz düşümü vardır. Özellikle duygusal bazda (pozitif veya negatif fark etmez) bizi en çok etkileyen insanlar, ayna nöronlar üzerinden beynimizi etkileyerek kendilerine benzetirler. Bundan dolayı Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.): “Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle her biriniz, kiminle dost olacağına dikkat etsin.” buyurmuştur.
Ayrıca beynimiz üzerinden diğer insanlarla bağlantı kurduğumuz için, bizim başkalarına yaptığımız iyilik veya kötülük anlamındaki fiillerimiz önce bizi etkileyecek ve sonra da ulaşacak olursa eğer o kişiyi bulacaktır. Yani, başkalarına yaptığımızı sandığımız her ne varsa, ilk önce kendimize yapmaktayız.
Yine konuyla ilgili bir başka husus da şudur...
Diyelim ki evdeki çöp doldu ve biz bunun farkında olduğumuz halde umursamıyoruz veya “sessiz kalayım, nasıl olsa biri atar” diyoruz. Dışımızda olarak algıladığımız o çöp aslında beynimizdeki belirli bilgi işletim alanlarının sanal simülasyonudur. Çöpün dolu olması, beynin ilgili alanlarında meydana gelmiş tıkanmanın temsilidir. Biz o çöpü boşalttığımız vakit, gerçekte o çöpün temsil ettiği beynin işletim alanlarındaki tıkanmanın yollarını açmış oluruz. Umursamadığımızda ise beynin ilgili alanlarında meydana gelen tıkanma, beynin tamamındaki veri akışını olumsuz yönde etkileyerek bizde genel bir denge bozukluğuna sebep olacaktır. Ayrıca “umursamazlık” veya “başkasından bekleme” gibi haller, beyin geneline yayılarak beynin ana karakterini oluşturma ihtimali tehlikesi de vardır.
İşte çeşitli örneklerle bahsettiğim beynin bu çalışma mekanizmasından dolayısı Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.”
Fark edileceği üzere beyin bilgisi ışığında Kur’an ve hadisleri anlama çalışması, bizi mutlak gerçeklerle karşı karşıya getirecek ve varsayımlarımızdan arındıracaktır.
Hayatımızda en basit ve sıradan gibi görünen şeylerden en komplike olanına kadar her şey beynimizdeki sayısız bilgi işletim süreçlerinin sanal simülasyonlarıdır.
Bize karmaşık ve dağınık gibi gelen beyinsel işlevlerimiz, gerçekte birbiriyle uyumlu, sistemsel bir bütünsellik halinde çalışır. Yapılması gerektiği gibi yapmadığımız veya ihmal ettiğimiz en basit bir düşünsel veya eylemsel fiilimiz, beynimizde işletim yetersizliğine sebep olacaktır. Hatta yaşamımızı güçlü bir kasırga gibi altüst edecek kelebek etkisini başlatabilir.
Tabii bunun aksi de mümkündür. Yapılması gerektiği gibi yaptığımız ve ihmal dahi etmediğimiz en basit bir düşünsel veya eylemsel bir fiilimiz, beyin genelini olumlu yönden etkileyerek yaşamımızı güzelleştirecek mucizevî gelişmelere sebep olabilir. Kısaca beynimizde meydana gelecek müspet veya menfi bir oluşum, öngörülmez kazançlar veya kayıplar doğurabilir.
“Dünyandaki çok önemli değişikler çoğu zaman hiç önemsemediğin ufak olaylarla başlar. Hiç bir şey küçümsenmemeli! Her oluşum bir basamak.”
("Uyanış" adlı kitaptan)
Comments