Bizim Cami

Aşık, bilye ve gazoz kapağıyla ütmeli oyun mekanımız, Kerim Ağa mescidinin avlusuydu.

Benim çocukluğumda ve ilk gençliğimde (önce okul, sonra da iş yüzünden Aksaray'dan ayrılışıma kadar) mahallemizde ibadet yeri olarak, Zafer İlkokulu yakınında Cıncıklı Mescid ve bizim evin beş yüz metre aşağısında "Bizim Cami" dediğim Kerim Ağa Mescidi vardı; Sancılı Baba veya Sancı Baba da denilen mescidin ismi AKSARAY ÇEVRE DURUMU RAPORU-2012 adlı belgede Kerimağa (Uzunbaba) Cami olarak geçiyor.

Daha eskileri hatırlayanlar, bizim caminin yerinde daha önce, ne zaman yapıldığını bilmedikleri bir mescit olduğunu söylüyorlar. Çok harap duruma gelince Kerim Ağa adında bir hayırsever yıktırarak yeniden yaptırmış. Mescidin damı, ahşap iki direkle taş duvarlar üzerine oturtulmuş. İkisi ön cephede, birer tane yanlarda ve bir tane de kapının üst çaprazında penceresi vardı. Hiçbir özelliği olmayan (galiba yeşil boyalı) ahşap kapıdan girince ayakkabı çıkarılan, tahta pervazla çevrili dörtgen çimento sahanlığın tam karşısındaki merdivenle kadınların namaz kıldığı derme çatma balkona çıkılırdı. Aklımın ilk ermeye başladığı dönemde mescide hutbe için minber yapıldığını anımsıyorum. O yapılmadan önce mescitte Cuma namazı kılınmıyor olabilir. Mescidin minaresi yoktu. Vakit ezanları, dalları dökülmüş geniş gövdeli yaşlı çınarın yanındaki dikdörtgen taş sekinin üstüne çıkılarak okunurdu. Müezzin yoktu. İmam veya cemaatten sesi güzel birisi ezanı okurdu. İmam dışında en çok Tahtasızların damadı İğneci Salim'in ezan okuduğunu, aynı kişinin Ramazan ayının son günlerinde teravih namazı arasında ilahi terennüm ettiğini hatırlıyorum.

Mahalle çocukları, bezden yapılmış veya lastik topla futbol, saklambaç, birdirbir (uzun eşek), taklalı birdirbir, yakan top, köşe kapmaca, illi gibi müsabaka türü oyunları sokakta oynardık; aşık, bilye ve gazoz kapağıyla ütmeli oyunlar için mekanımız mescidin avlusuydu. Gerçek meşin futbol topu bulduğumuz zaman daha ciddi maçlar için Gazhane'nin yanında, asfaltın kenarındaki geniş çayırlık alana giderdik.

1990lı yıllarda Mahalleli, çok harap durumdaki mescidin yerine daha büyük bir cami yaptırmak için teşebbüse geçmiş ve eski mescit yıkılarak hayırseverlerin yardımlarıyla yerine çok güzel bir cami inşa edilmiş. Muntazam kesme taştan yapılan caminin kasnaklı merkez kubbesi, duvarlar üzerine yarım kubbelerle oturtulmuş. Depo ve dükkan olarak kullanılacak zemin kat üzerine, merdivenle çıkılan ibadet edilen kısım iki katlı olarak yapılmış. Son cemaat yeri var. Pencereler dikdörtgen olup kemerler sivridir. Minaresi kübik kaideli, yivli silindirik gövdeli, iki şerefeli ve koni külahlıdır. Yapının dış cephesi sıvanmış ve boyanmıştır.

Tüm "AKSARAY VE BİZ" yazılarını görmek için tıklayın.