Bilime Adanmış Bir Ömür
- rizakati
- 30 Eki 2022
- 3 dakikada okunur
Edebiyat Sohbetleri:
Bir Bilim Adamının Romanı (Oğuz Atay)
Tanzer Güller anlatıyor:
Ben ne zaman hüzünlensem gözlerime su basar.

Merhaba arkadaşlar! Gurbette olduğum Bodrum’da, ne zaman sıcaktan bunalsam ve kalabalıktan da sıkılsam kendimi içinden deniz geçen kütüphaneye, Halikarnas Balıkçısının sahilde bulunan kütüphanesine atarım. Bodrum’da gurbet nedir demeyin. İstanbul’dan nereye giderseniz gidin, bir yazarın ifadesiyle – kim olduğunu hatırlamıyorum şimdi - orası sizin için gurbettir ve gurbette de en iyi vakit geçirebileceğiniz mekânlar, sıkılmayacağınız mekânlar ve asla yalnız kalmayacağınız mekânlar tabii ki kütüphanelerdir, sahaflardır. Bunu ben demiyorum ünlü Penelope Fitzgerald’ın romanından uygulanan, Coixet’in yönetmenliğini yaptığı sahaf filminde”Bir kitapçıda asla yalnız kalmazsınız” diye bir aforizmadan size aktardım. Bu kütüphanede Japon yazar Natsume Soseki’nin “Madenci” adlı kitabını arıyordum; bir arkadaşım tavsiye etmişti; ben de okumak için onu arıyordum. Bu kitabı ararken kitapların birinden bir ses duyarak irkildim; tüylerim diken diken oldu: “Hani bana söz vermiştin kabrime gelip bir Fatiha okuyacaktın. Sizin mahallenin Türk edebiyatına armağan ettiği, Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun Küçük İskender’in şiirinde de belirttiği gibi ben ne zaman hüzünlensem gözlerime su basar. Kitabı bitirdiğinde, senin de gözlerine su basmıştı, ağlamıştın. Yoksa o gözyaşları sahte miydi?" diyordu. “Hayır hocam” dedim, “hayır hocam estağfurullah; kitabı okudum, aradan zaman geçti, araya pandemi girdi, dolayısıyla ihmal ettim ama İstanbul’a döner dönmez ilk fırsatta sizi gelip ziyaret edeceğim. Şükranlarımı belirteceğim. Bir Fatiha okuyacağım”.

Bu kitap, çok yakından tanıdığınız “Tutunamayanlar”ın yazarı Oğuz Atay’ın yazdığı, kendi hocası, bir bilim adamı mühendis Prof. Dr. Mustafa İnan’ın biyografik hikâyesi. “Tutunamayanlar”ın yazarı Oğuz Atay son derece şık, sade ve güzel bir anlatımla bu kitabı yazmış ve onu bize tanıtmış. Kendisini rahmetle ve minnetle anıyorum. Mustafa İnan Türk bilim hayatına damga vurmuş, önemli bir bilim insanı. Kitap, onun bir arkadaşının, öğrencisine Mustafa İnan’ı anlatmasıyla başlıyor ve onun aldığı ödülle açılıyor. Tübitak, ölümünden dört yıl sonra ona 1971 TÜBİTAK Hizmet Ödülü veriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi de “1944'lerde başlayıp 1967'de vefatına kadar tatbiki mekanik bölümündeki bilimsel çalışmalarıyla, eşsiz hocalığıyla ve çok sayıda genç araştırmacı ve bilim adamı yetiştirmek suretiyle modern anlamda bir ekol kurmuş olması dikkate alınarak kendisine bu hizmet ödülü verilmiştir”. Diyor ve “Mustafa İnan’ın Türkiye’nin o 1936’daki yoksulluk ve yokluk yıllarında müthiş bir özveriyle, sağlığını hiçe sayarak Türkiye’mize yaptığı hizmeti” anlatıyor. Ödül, Türkiye’nin yurt dışına giden ilk doktora öğrencilerinden, ilk arkeologlarımızdan karısı Jale İnan’a teslim ediliyor.

Mustafa İnan aynı zamanda çok aydın ve entelektüel bir adam; sadece mühendislikle ilgilenmiyor; aynı zamanda matematikçi, Divan Edebiyatı uzmanı; dil üzerine de makaleleri var. Ben kitabı size fazla anlatmayacağım. Zaten kitabı okuyunca siz ne kadar kutsal bir adamla karşı karşıya olduğunuzu ve Türkiye’mizin onun gibilerin sayesinde bugünlere geldiğini görecek, okuyacaksınız.

Bugünlerde Atatürk’ün okullara tavsiye için ismini söylediği pazarlanan Gregoriy Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” diye bir kitabı var. Finlandiya’nın bugünlere gelmesindeki esas ögenin bu kitap olduğu söyleniyor. Bu kitaptaki uygulamalar yapılarak Finlandiya’nın bugünlere geldiğini söylüyorlar. Ben de Finlandiya’ya gitmiştim, görmüştüm. Tabii bu kitabı okumamıştım. “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” Gregoriy Petrov. Atatürk bu kitabın okullarda okutulmasını söylemiş. Ama ben Milli Eğitim Bakanı olsam, Oğuz Atay’ın bu “Bir Bilim Adamının Romanı” adlı kitabının da Gregoriy Petrov’un romanının yanında ders kitabı olarak okutulmasını zorunlu kılarım. Milli Eğitim müfredatına alırım. Öyle ki yurt dışına giden elit öğrencilerimiz bu kitabı okuduktan sonra asla yurt dışında kalmazlar, eğitimlerini tamamladıktan sonra kesinlikle ülkelerine geri dönerler. Çünkü bu kitapta eğer milliyetçi ve vatanını seven bir insansanız öğreneceğiniz çok şey var. Mustafa İnan’a olan saygınız artacak ve Türkiye’miz için sizin de özveride bulunmanız gerektiğini, hala ve hala gelişmekte olan ülkeler seviyesinden kalkınmış ülkeler seviyesine çıkamayışımız sebebini, ülkemizde çalışacak bilim adamlarına ihtiyacımız olduğunu anlayacak ve bilimi ülkemizde uygulayacaksınız.
Burada ben sizden on saniyelik bir müsaade istiyorum. Ayağa kalkıyorum. Ve onun manevi şahsiyeti önünde on saniyelik bir saygı duruşunda bulunuyorum. Siz de kitabı okuduğunuzda bu mübarek insanın manevi şahsiyeti önünde on saniyelik saygı duruşunda bulunun. Ve hangi dine mensup olursanız olun, bildiğiniz duaları edin. Ve eğer İstanbul’da yaşıyorsanız, Zincirlikuyu mezarlığında bulunan kabrine bir çiçek bırakarak dua etmeyi unutmayın. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun!
コメント