Ara sıcak
- rizakati
- 19 Nis 2023
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Nis
Ben şahsen severim geceleri ve karanlığı; ama niye?

Geceler karanlık, belirsiz ve tekinsiz. Hastalık ve dertlerin en kesif halde tezahür ettiği zamanlar. O yüzden sevilmez geceler pek. Yüce yaratıcının kullarının dinlenebilmesi için “yarattım” dediği zaman dilimi. Gerçekten neden sevilmez geceler? Belki gündüz dediğimiz zaman diliminde gereken kavgayı gereğince yapamamış, günün hakkını verememiş olmamızdan dolayı olabilir. Aslında gece hak ettiği sevgiyi göremez
Gece karanlıktır. Bu nedenle görme zevkinden mahrum ettiği kadar, istenilen durum hilafına görünme sıkıntısından da insanı kurtarır. Özellikle son yüzyıl da içtimai hayatta gerçekleşen eksen kayması neticesinde insanların görsel takıntı ve değerlendirmelerinin sıkıntılarından da bir mola sağlar insana. Özellikle, "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" tavsiyesinin sadece duvar çerçevelerinde sergilenecek bir güzel söz mesabesine indirildiği günümüzde sevilmelidir bu nedenle
Ben şahsen severim geceleri ve karanlığı; ama niye? Yazayım da istemeyen okumasın.
Önce, hayat hikâyemin çiftli sayılarla ifade edildiği ilk yıllarda yaşanılan birkaç durum: Memlekete giderken gecenin bitimi ile yolculuk biter vuslat başlar. Hastalıklarımın en ateşli zamanları sakinleşir gecenin hitamı ile. Babam gecenin bitimi ile gelir gittiği yerden. Bunun gibi birçok tecrübeden mütevellit geceleri sevmezdim önceleri. Oyun biterdi, perde kapanırdı gece olunca.
Bununla birlikte sona şunu hissettim ki ben gecenin nihayetini kuvvetle istediğim zamanlar da sanki karanlık seviye atlayıp uzuyor. Bu hissiyatla gece ve karanlıkla bir uzlaşma yolunu seçtim. Bu seçim daha sonra gece ile sessiz bir işbirliğine dönüştü. Ve netice olarak herkesin yatağına çekildiği zaman dilimlerine daha fazla düşünce ve bireysel çalışma yönlendirmeye başladım.
Artık geceyi ve karanlığı daha çok seviyorum.
Kommentare